Damat - K.Kuliyev Balkar State Dram Theatre

Damat - K.Kuliyev Balkar State Dram Theatre

2 Perde - 1 Saat 20 Dakika    8+

Ülke: Rusya, Kabardino Balkar

Grup: K.Kuliyev Balkar State Dram Theatre

Oyun : Damat 

Yazan: Zh. Tokumaev

Yöneten: M. Atmurzaev

Oyunun Konusu

Farkına bile varmadan zaman ne kadar hızlı geçiyor? Gençlik ise çok çabuk bitiyor. Tıpkı Yazar İ. Cantuev’in kahramanı Bağalı’nın gençlik yıllarında çok güzel bir kız olup, emeklilik zamanı gelmesine rağmen daha evlenmemiş olması gibi.

Bağalı, kendisiyle aynı köyde yaşayan bir adamdan hoşlanıyordu, aslında Kaaplan da sadece Bağalı’dan hoşlanıyordu ve onca zamandır O’na duygularını açmaya asla cesaret edemedi. Bağalı’nın zeki ve çok aktif bir akrabası vardı, Adı Aslan. O biliyordu ki onların yalnızlığından bir sonuç çıkmayacaktı. Eğer kimse onlara yardım etmezse, bu iki sevgili hep aynı noktada kalacak ve bomboş bir hayatları olacaktı. Aslında doğru diyorlar “gençlik zamanlarımızın kıymetini, yaşlılıkta anlıyoruz”.

 Bağalı’ya bakınca da kimse ona yaşlı diyemezdi. Onun her şeyi vardı ve en önemlisi de senelerin biriktirdiği tecrübesi ve aklı idi. İşte şimdi onları evlendirmenin tam zamanı.  Kaaplan, Bağalı’nın onu reddetmesinden baya korkuyordu, ama biliyordu ki “cesaretle şehirler bile fethedilir.” Bağalı Kaaplan’ın burnunun havaya kalkmaması için onu zorluyordu. Bağalı aslında kendini Kaaplan’a değerli göstermeye çalışıyordu, bu yüzden Kaaplan’ın ilk gelişi başarılı olmadı ve eli boş döndü. Bağalı ise heyecanlıydı. Bağalı evet mi hayır mı seçeneklerini düşünüyordu. Kaaplan aslında çok yaşlanmıştı ve yakışıklılığı kaybolmuştu, kıyafetleri bile üstünde çok iyi durmuyordu, burnu da tam bir patates gibi olmuştu. Ama Kaaplan gençliğinde çok yakışıklı biriydi. Kaaplan geri gelecek miydi? Tabi ki gelecekti. Aslan onu kolay kolay bırakmazdı. Aslan’ın tavsiyesiyle Kaaplan bir kaç sefer daha geliyor ve her seferinde şekil değiştiriyordu. Bir seferinde Karaçay’dan bir misafir olarak, ya da bir Gürcü gibi. Kaaplan, sevgilisinin onu tanımayacağını düşünüyordu, ama Bağalı’nın gözleri röntgen gibiydi ve onun ruhunu bile okumaktaydı. Bağalı, Kaaplan’ın oyununu çok iyi anlıyor ve onun oyununa ayak uydurmaya çalışıyordu, ve onunla zaman zaman dalga geçiyordu. Ayrıca Bağalı Kaaplan’ı asla reddedemezdi, çünkü Kaaplan onu çok seviyor ve O’nun için her şeyi yapmaya hazır biriydi. Kaaplan, Bağalı’yı kaçırmak istiyordu, Bağalı da buna karşı çıkmıyordu çünkü O’nun kalbi taş değildi. Ayrıca dedikoducuların Bağalı hakkında O’nun evlenmeyi çok istemesini düşünmemelerini ve konuşmamalarını istiyordu. Bağalı’yı kaçırınca kimse bir şey demez ve işler yolunda giderdi. Kaaplan bunu söyledi ve hemen karar verdiler. Araba hazırdı. İki sevgili biraz geç ama çok mutlu oldular.

Bu oyun müziklerle, şarkılarla, danslarla ve eğlenceyle dolu! Atasözü der ki “bir sefer görmek, yüz sefer duymaktan daha iyidir!” Buyurun gelin. Gülmek tüm hastalıklardan ve yaşlılıktan sizi kurtarabilir.. Bekliyoruz...