Ülke Seçiniz
Şehrinizi seçip eğlenceye devam edin.
- Türkçe
- English
- Hrvatski
- Shqip
PAYLAŞMALAR - SAMİMİ TİYATRO (TRABZON DT)
- Belirtilmemiş
PAYLAŞMALAR - SAMİMİ TİYATRO (TRABZON DT)
Büyük Oyunu
(Komedi, iki perde, 105dk.)
Tarık, 28 yaşında, İşletme Fakültesinden yeni mezun olmuş, girişken ve konuşkan kişiliğiyle etrafınca
sevilen biridir. Hatta bu özelliği ona iş hayatında da yardım etmiş ve iyi bir firmanın pazarlama
bölümünde iyi bir kariyer yapmıştır. İş hayatında parlayan bir yıldız olmasına rağmen yalnız bir
bireydir. İlişkilerinde bir türlü dikiş tutturamıyordur. İçten davrandığında her defasında sonuç hüsran
olmuş ve yalnız kalmıştır.
Öte yandan Suzan idealizm adına heykeli dikilecek kadar idealist ve çalışkan bir kadındır. Henüz 27
yaşında olmasına ragmen iyi bir üniversitede sosyoloji dalında öğretim görevlisidir. Arkadaşları Özlem,
Rüveyda ve Zehra sürekli onun yalnız olmasından şikayetçidir. “Güzel bir kadınsın ama ideallerinin
peşinden gidersen hep yalnız kalırsın, biraz gevşet kendini, mükemmel erkek diye bir şey yok…” gibi
baskılarla sürekli -tabiri caizse- kafası şişiyordur. İdeallerinden asla vazgeçmiyordur…
Kendilerini korumayı düstur edinseler de arkadaşlarından yine etkilenmektedirler... Bakalım bu defa
paylaşmayı başarabilecekler mi?
Seni Tanıdığımda Gözlerin Daha Yeşildi” isimli oyunun devamı niteliğindeki “Paylaşmalar” isimli bu
oyunumuzda; Tarık ve Suzan birbirilerine aşık olup sonra da maalesef ayrıldıkları birlikteliklerinden iki
yıl sonrasında karşılaşmalarının ardından pandemi şartlarında tekrar birbirilerini özlediklerini
farketmeleri ve yeni bir ilişkiye başlamalarını konu etmektedir. Lakin bir sarmal gibi aynı şeyleri
yaşamaktan korkmaktadırlar.
İlişkilerde rüzgar aldıkça ne kadar sıradanlaştığımızı anlatan oyunda; rüzgar aldıkça ne istediğimizi
unuttuğumuz vurgusunu yapan yazar der ki…
“İnsanoğlu bir mutsuzluk düzeneğine sahiptir bir bakıma. Bazıları bu düzenekle başa çıkabilir. Ancak
düzeneği fark etmek kolay değildir. Çünkü bu düzenek öyle derinlere saklanmıştır ki; bakış açımızda,
yaşayış şeklimizde... En derinlerde bir yerlerde hep o vardır. Hayatlarımızda daima yanlış olan bir
şeyler vardır ve bir bakıma onun ne olduğunu bulmak isteriz. Ama en azından şunu biliyoruz…
Yaşayan her varlığın eğilimi sabitliği korumaktır. Çevresiyle ilişkisini mümkün olan en basit şekilde
sabitlemeye yeltenir. Güvenlik sabitlik ve basitlik ister. Ve artık kesin bir karar verir. “Paylaştığı bir eş”
onu mutlu eden tek şeydir. Sığındığı bir liman gibi… Ama ne var ki; paylaşma işteş bir eylemdir… Yani
bunu yapan iki kişi vardır. bir kadın-bir erkek ne zaman “paylaşma” eylemini yaparken yalnız kalır; işte
o zaman “Ş harfi” düşer ve bu bariz bir paylama olur.”