Keloğlan ve Ali Cengiz

Keloğlan ve Ali Cengiz

Masallar sahip olduklarımızla, olmak istediklerimizin sembolik anlatılarıdır. Aslında insanın dünden bugüne ve bugünden yarına uzanan yolculuğunun ta kendidir masallar. Biz masalsı yolculuğumuzda Keloğlan'ın yoldaşı olma sansına eristik ve simdi tek arzumuz, en değerlilerimiz, bugünden yarına köprümüz olan çocuklarımızı da bu yolculuğa ortak etmek. Yüzlerce yıllık bu kadim yolculuğunda Keloğlan'ın zekası, şansı, becerisi, kurnazlığı ve iyi yürekli dünyasını bizler de düne duyduğumuz saygıyı ve minneti merkeze alarak, bugünün imkanları olan dans, müzik, kukla, illüzyon, jonglörlük ve video mapping gibi sanatsal ve teknolojik disiplinleri bir arada harmanlayarak seyir zevki yüksek, görsel ve işitsel zenginliklerle bezeli; rengarenk ve ahenkli bir dünyaya dönüştürüyor ve bu yolculuğa sizleri de davet ediyoruz.

Aşık olduğu Cankız'ı, Sultan'dan istemesi için anasını ikna edemeyen Keloğlan saraya gidip bir cesaret Cankız' ı sultandan kendi ister. Sultan Keloğlan'ın kızıyla evlenmesine izin verir fakat bir şartı vardır; Keloğlan, komşu ülkede yaşayan Ali Cengiz'in oyunlarını öğrenip sultana da öğretecektir. Kendinden emin ve sevinç içindeki Keloğlan saraydan ayrılıp hızlıca Ali Cengiz'in yaşadığı vere doğru yola çıkar. Yolda bir halk ozanıyla karşılaşır. Ozan keloğlana vardım eder. Ali Cengiz 'le ilgili kimsenin bilmediği bilgiler ve yolda lazım olabilecek bazı malzemeler verir. Keloğlan Yeniden yola koyulur.

Yolda karşısına çıkan türlü zorlukları ve engelleri atlattıktan sonra nihayet Ali Cengiz'in yaşadığı köşke gelir burada da köşke girebilmek için karşısına çözmesi gereken bazı bulmacalar ve zorluklar çıkar. Bunların da üstesinden gelen Keloğlan sonunda köşke girer ve Ali Cengiz 'le karşılaşır. Esrarengiz bir adam olan Ali Cengiz, oyunlarını Keloğlan'a öğretmeyi kabul eder fakat onun da bir şartı vardır: Keloğlan ona Sultan'ın yaşadığı sarayın verini öğretecektir. Keloğlan tüm iyi niyetiyle bu şartı kabul eder ve Ali Cengiz numaralarını birer birer göstermeye başlar. Tüm numaraları hızlıca öğrenen ve uygulayan Keloğlan da Ali Cengiz'e sarayın verini tarif eder. Ali Cengiz o gece Keloğlan'ı sarayda misafir etmek ister ve Keloğlan hiç tahmin etmediği bir sürprizle karşılaşır. Ali Cengiz onu sarayda bir zindana hapsetmiştir. Keloğlan bir yolunu bulup zindandan kaçar ve sarayın yolunu tutar. Ancak saraya geldiğinde Ali Cengiz'i karşısında bulur. Sultan'a Ali Cengiz'in kötü biri olduğunu anlatırken Ali Cengiz ona saldırır ve Keloğlan Ali Cengiz'den öğrendiği numaralarla onu yenip bir tavuğa dönüştürür. Sultan onu bu beladan kurtaran Keloğlan'a teşekkür eder ve muhafızlarına düğün için hazırlıklara başlanmasını emreder. Keloğlan hem Cankız'a kavuşmuştur hem de Sultan ona kendisinden sonra ülkenin yönetimini emanet etmiştir. Anasını da saraya yanına alan Keloğlan Cankız'la birlikte mutlu bir hayat yaşar.