Yalnız

Yalnız Tiyatro Oyunu

Yaş sınırı: 13+

Süre: 100 dakika

Feray şarkılar söyleyen, hayaller kuran, âşık olunca ayakları yerden kesilen genç bir kadın; herkes gibi. Kötülüklerin sadece başkalarının başına geleceğine inanıyor ama yanılıyor. Çünkü gerçek hayatın masallarla ilgisi yok; sevdiği adamı sadece bir öpücük kurbağaya çevirmiyor, gezdiği cadde geceyarısı balkabağına dönüşmüyor, yaşadığı ülke bir anda uykuya dalmıyor. Her şey yavaş yavaş ve alıştırarak dönüşüyor, değişiyor. Feray'ın kontrolünü ne zaman kaybettiğini ve etrafında olup biteni anlayıp "Dur!" demesi yıllarını alıyor.

“Sen sanıyorsun ki manzaraya bakıyorsun, ne güzel, güneş batıyor, aşağıda uçsuz bucaksız deniz, önünde güzel günler, kayalıklara çarpa çarpa düşerken aklın başına geliyor.”
                                                              (Oyundan bir parça)

Zeynep Kaçar’ın 2023 Notre Dame de Sion Edebiyat Ödülü ve 2022 Attilâ İlhan Edebiyat Ödülü sahibi YALNIZ romanından, Başak Kıvılcım Ertanoğlu ve Ümit Erlim’in uyarladığı oyun, kimliğinden koparılıp görülmez olan bir kadının kendini bulma, görme ve gösterme çabasını anlatıyor.

"Bir ev hayvanıydım. Perdenin kıvrımıydım. Halının püskülü, banyonun sabunu, en çok mutfağın çaydanlığıydım. Hep senin bir şeyindim ben, hangi odadaysam, o odanın süsüydüm. Öldüğünde ardından hikâyesi anlatılmayacak, adı anılmayacak, sesi duyulmayacaktım. Bir ev hayvanıydım. Senin hayvanın. Şahsi malın. Ne yapsan canım acımazdı benim, türlü türlü numaralarım vardı. Havada uçabilen, suda yüzebilen, halıda sürünebilendim.”                                                                (Oyundan bir parça)

Olay örgüsü iki farklı zaman diliminde ilerleyen Yalnız’da; geçmiş ve şimdiki zaman aynı uzamda bükülüyor. Kendimizi Feray’ın zihninin içinde bulurken, onun aylar ve yıllar içindeki değişimini izleyip, okuduğu fizik bölümünü, sanatçı olma hayallerini, evliliğini, çocuğunu arayışını, her detayı adım adım öğreniyoruz. Bu ikili zaman diliminde sıçramalar gerçekleştirerek, Feray'ın, ailesinin, etrafındaki karakterlerin ve hatta ülkenin dönüşümünü görme şansı buluyoruz. Yaşam ve ölüm, muhafazakarlık ve özgürlük, seçimlerimiz, düzen ve karmaşa, fizik yasaları gibi motifler hikâyenin merkezinde belirgin bir düzlem oluştururken, “suçlunun ve kurbanın kim olduğu” sorusu, insanın zihninde çözülmesi gereken bir muamma haline dönüşüyor.