Aşk İksiri İzmir DOB

Aşk İksiri

Dönem ve Mekân
Yapıt orijinalinde 19. yüzyıl başlarında İtalya’nın bir köyünde geçmektedir. Bu prodüksiyonumuzda ise eserin dönemi, 2000’li yıllara taşınmıştır. Konu, herhangi bir şehrin merkezinde yükselen plazalardan birinde yer alan büyük bir şirketin ofisi içindeki ilişkiler üzerinden anlatılmaktadır.
1. Perde
Plazaların klimalı atmosferinde çalışanlar için yeni bir mesai daha başlamıştır. Ofis görevlisi olarak çalışan Nemorino şirketin müdürü Adina’ya âşıktır. Alımlı, zeki ve başarılı bir kadın olan Adina, Nemorino’nun dürüstlüğüne ve samimiyetine ilgi duymaktaysa da ona yüz vermez… Adina “Tristan ve Isolde” hikayesini anlatan bir kitap okumaktadır. Isolde’yi Tristan’a âşık eden iksiri ofistekilere biraz da alaycı bir dille anlatır. Bu sırada şirketin CEO’su Belcore adamlarıyla birlikte ofise gelir. Gösterişi ve her şeyden çok kendisini seven Belcore, Adina’ya kur yapmaya başlar. Belcore kendinden emin, süslü aşk cümleleri ile Adina’ya evlilik teklifinde bulunur. Adina “düşünmek istiyorum” diyerek teklifi hemen kabul etmez. Nemorino, güçlü rakibi karşısında duyduğu kıskançlıkla Adina’ya aşkına karşılık vermesi için yalvarır. Adina’nın cevabı basittir; o özgürlüğüne inanmaktadır. Nemorino ise ölünceye kadar bağlılığa… Sonuç olarak Nemorino bir kez daha reddedilir. Bu sırada ofise çalışanlara eğitim vermek üzere yaşam koçu Dulcamara gelir. Nemorino, her derde deva bulan meşhur Dulcamara’ya, Tristan’ın aşk iksirine benzer bir iksirinin olup olmadığını sorar. Her fırsatı paraya çevirmekte usta olan Dulcamara, cebindeki şişeyi iksir diye Nemorino’ya verir. Nasıl olsa durum ortaya çıkmadan oradan ayrılacağını düşünmektedir. İksir diye içtiği şarapla hafiften sarhoş olan Nemorino, Adina’ya yüz vermez ve kendinden emin bir tavırla yarın her şeyin değişeceğini söyleyerek Adina’yı çileden çıkarır. Az önce dinlenmeye giden Belcore yeniden görünür. Nemorino Belcore’ye bile aldırmaz. Yarın her şeyin değişeceğini söyler durur. Nemorino’ya çok kızan Adina, Belcore’nin evlenme teklifini kabul eder ve altı gün sonra düğünü yapabileceklerini söyler. Bu sırada Belcore’nin adamlarından biri, elinde yılın derbi maçının biletleriyle çıkagelir. Belcore ofisin erkeklerini de alıp maça gidecektir ve Adina’ya acilen gitmeleri gerektiğini söyler. Bu sözleri duyan Nemorino çok sevinir. Sabrı taşan Adina Belcore’ye o gün evlenebileceklerini söyler. Umutsuzluğa düşen Nemorino, Adina’ya bir gün daha beklemesi için yalvarır ama Adina onu dikkate almaz ve ofistekileri akşamki düğün partisine davet eder.
2. Perde
Ofiste düğün partisi için hazırlıklar sürmektedir. Adina, Nemorino’yu ortalarda göremeyince meraklanır; zira o olmadan bu intikam evliliğinin bir anlamı yoktur. Bu yüzden işi yokuşa sürmektedir. Davetliler yemeğe giderken Dulcamara’yı yalnız yakalayan Nemorino iksirin etkisini hemen göstermesi için yardım ister. Dulcamara da parasını verdiği takdirde ona biraz daha iksir verebileceğini söyler. Ne yazık ki Nemorino’nun hiç parası yoktur. O sırada gelen Belcore, Nemorino’ya adamlarından biri olmayı kabul ederse gereken parayı vereceğini söyler. Nemorino önce reddetse de aşkı için özgürlüğünden vazgeçecek sözleşmeyi imzalayarak Belcore’nin adamlarından biri olmayı kabul eder. Bu sırada Giannetta (Adina’nın sekreteri) Nemorino’ya yüklü bir miras kaldığını öğrenir, doğal olarak bu sır fazla saklı kalmaz. Ofisteki tüm kadınlar anında Nemorino’ya miras kaldığını öğrenir. Kadınların gözündeki değeri birden artan ve ilgiye boğulan Nemorino’yu gören Adina’nın kalbi kırılır. Dulcamara ise kendi iksir yalanına neredeyse kendisi de inanacak durumdadır ve Adina’ya da iksir satmayı dener. Ama zaten Adina’nın kendine ait bir aşk iksiri vardır. Nemorino Adina’ya bir veda mektubu yazar. Tam her şeyin bittiğini sandığı anda Adina nihayet ona kalbinin kapısını açar. Bu kavuşma anı, damat Belcore’nin ve düğün davetlilerinin gelmesi ile kesilir. Adina, Belcore’ye Nemorino ile evleneceğini söyler. Doğrusu bu, Belcore’nin pek umurunda değildir, ona hayran olacak bir kız bulmakta zorlanmayacaktır. Dulcamara bu mutluluğun mimarı olarak kendini ve iksirini göstermek istese de sonunda o da gerçek iksirin, aşkın kendisi olduğunu kabul eder.